Direkt zum Hauptbereich

Türklerin Dili Talan Edilmiştir

Bir milletin kimliği, önce dilinde yaşar. Eğer bir halkın dili çürütülürse, düşüncesi de çürür. Türk milleti, bin yılı aşkın süredir sistemli, kasıtlı ve ideolojik bir dil işgali altındadır. Bu işgal, sadece kelimeleri değil, Türklerin zihnini ve ruhunu da hedef almıştır.


Kültürel İşgalin En Sessiz Silahı: Kelimeler

Bugün Türkiye’de konuşulan dile bakın. Bir cümlede ortalama beş kelimeden en az üçü Arapça veya Farsça kökenlidir. Üstelik bu kelimeler yalnızca dini alanda değil, hukukta, siyasette, ticarette, gündelik yaşamda da egemenliğini sürdürmektedir. Bu, sadece bir etkileşim değil; doğrudan bir sömürüdür.

Dilin talanı, İslamlaşma süreciyle başlamış, Osmanlı’da kurumsallaşmış, Cumhuriyet’in ilk yıllarında durdurulmaya çalışılmış, ancak son yıllarda yeniden hız kazanmıştır.

Sadece Sözcük Değil, Düşünce Biçimi de İthal Edildi

Bir dili sadece yabancı kelimelerle doldurmakla kalmadık, düşünce biçimimizi de değiştirdik.
Hakk, adalet, şefkat, hürriyet, rahmet, hikmet, nizam, ümmet, cemiyet” gibi kelimelerle sadece sözcükleri değil, kültürel referanslarımızı da Arap-Fars geleneğine bağladık.

Bugün bir Türk çocuğu kendi tarihini Türkçe okuyamazken, bir Arapça metne anlamadan saygı göstermeye programlanmıştır. Bu bir yabancılaşmadır, bir kopuştur, bir kimlik kaybıdır.

Devletin Dili Artık Türkçe Değil

Resmî belgelerde, kamu kurumlarında ve siyasette kullanılan dil, Türkçeden çok Osmanlıcaya yakındır.
Bugün bile Türkiye Büyük Millet Meclisi, kendi adını bile Arapça kökenli “meclis” sözcüğüyle taşımaktadır.
Türkçede “Kurultay” gibi karşılıklar varken, neden bu kelimeler kullanılmaz?

Çünkü dil yalnızca ses değildir; otorite taşıyan, meşruiyet kazandıran bir araçtır. Arapça kelimeler, kutsal, yüksek ve tartışılmaz kılınırken; Türkçe kelimeler sıradanlaştırılmıştır.

Atatürk’ün Zor Mücadelesi

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Türkçeyi bu esaretten kurtarmak için büyük bir çaba verdi.
Türk Dil Kurumu’nun kurulması, özleştirme hareketi, yeni sözcükler türetilmesi gibi adımlar atıldı.
Ama bu kolay olmadı. Çünkü Türkçe artık kendi ayakları üzerinde duramayacak hale getirilmişti.
Örneğin, ezan Türkçeye çevrildiğinde bile, neredeyse her kelime Arapça-Farsça kökenliydi:

Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim, bildiririm, Tanrı’dan başka yoktur tapacak...”

Bu örnek, dilimizin bile bağımsız düşünemediğini gösteren acı bir tablodur.

Bugün Daha da Kötüye Gidiyoruz

Özellikle son 20 yılda, Türkçeye karşı yeni bir saldırı dalgası başladı.
İktidarın dili, Arapça ve dini referanslı kelimelerle yeniden şekillendiriliyor:
Biat, sabır, cihad, sadaka, tespit, nasihat, irade, ihanet, muhalefet...
Bu kelimeler, sadece sözcük değil; birer ideolojik kod taşıyor.

İmam Hatip liselerinde Arapça zorunlu hale getirilirken, Osmanlıca eğitim sistemine sokuldu.
Devlet dairelerinde Türkçeye karşı duyarsızlık artarken, Arapça tabelalar yaygınlaştı.
Bu, sadece bir kelime meselesi değil, doğrudan kültürel teslimiyet anlamına geliyor.


Sonsöz: Dilimiz Geri Alınmazsa, Kimliğimiz de Geri Gelmez

Türk dili, tarih boyunca görülmüş en büyük ve uzun süreli dil işgallerinden birine uğramıştır.
Bu bir “zenginleşme” değil, bir kimlik kaybıdır.
Bir milletin dili, başka milletlerin kelimeleriyle yoğrulursa, kendi düşüncesini, değerlerini ve ruhunu da kaptırır.

Türkler, önce dilini, sonra adını, sonra kimliğini kaybetmiştir.

Ama hâlâ geri dönebiliriz. Türkçe, her şeye rağmen hâlâ yaşıyor.
Kendi kelimelerimize, deyimlerimize, atasözlerimize, halk türkülerimize, eski yazıtlarımıza dönersek...
Dilimizi kurtarabiliriz. Kimliğimizi de.


📚 Kullanılan Türkçe Dışı Kelimelerin Köken Açıklamaları:

Kelimeler Kökeni Açıklama
Sistemli Fransızca “düzenli, planlı” anlamında
Kasıtlı Arapça “amaçlı, bilinçli” anlamında
İdeolojik Fransızca “fikri temele dayanan” anlamında
Dini Arapça “inanca dair” anlamında
Etkileşim Fransızca kökenli (interaction) Türkçe türetilmiş
Sömürü Fransızca kökenli (exploitation) Türkçe türetilmiş
Yabancılaşma Almanca “özünden uzaklaşma” anlamında
Meclis Arapça “toplanan yer” anlamında
Otorite Fransızca “yetki, güç” anlamında
Meşruiyet Arapça “geçerlilik, hukuka uygunluk” anlamında



Sabır, cihad, nasihat Arapça Dini terimler
Muhalefet Arapça “karşı çıkma” anlamında
İhanet Arapça “sadakatsizlik, aldatma” anlamında
Kelime Arapça (كلمة) Türkçede “sözcük” veya “söz” anlamında
Tamam Arapça (تَمام‎) “Bütünlük, eksiksizlik, bitiş” anlamında
Ve Arapça Bağlaç
Ya da Türkçe Birleşik ifade
Veya Arapça “و إما” ifadesinden
Yani Arapça “demek ki, şöyle ki” anlamında
Tavsiye Arapça (توصية) “Öğüt verme, öneride bulunma” anlamında
Okumak Türkçe “Gözle yazılı veya basılı metni anlamak için bakmak” anlamında
Kitap Arapça (كتاب) “Yazılı eser, defter” anlamında
Mücadele Arapça (مُحَادَلَة) “Çaba, savaş” anlamında
Dil Türkçe “Konuşma, ifade aracı” anlamında

Kommentare