Direkt zum Hauptbereich

Atatürk: Masonluk ve Locaları Kapatma Süreci

https://www.worldhistory.org/img/r/p/1000x1200/13626.jpg.webp?v=1730138045
Napolyon mason duruş

Atatürk ve Masonluk: Mason Localarının Kapatılma Süreci ve Tarihsel Arka Planı

 

Mustafa Kemal Atatürk, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olarak, liderliği ve devrimleri ile ülkesinin kaderini yeniden çizmiş bir devlet adamıdır. Ancak, onun önderliği altındaki dönemde bazı radikal kararlar da alınmıştır. Bu kararlardan biri, 1935 yılında Türkiye'deki mason localarının kapatılması olmuştur. Bu makale, Atatürk’ün masonlukla ilişkisini, mason localarının kapatılma sürecini ve bu kararın ardındaki nedenleri derinlemesine incelemeyi amaçlamaktadır.

Masonluk Nedir?

Masonluk, kökenleri Orta Çağ'a dayanan ve zamanla modern bir organizasyon yapısına dönüşen bir topluluktur. İnsanın köklü gelişimi ve "evrensel kardeşlik" ideallerini benimsediği belirtilse de, masonluk çoğu zaman gizemli yapısı ve uluslararası etkileriyle dikkat çekmiştir. Osmanlı Dönemi'nde de aktif olan mason locaları, 19. yüzyıldan itibaren siyasi ve ekonomik güçleriyle etkili olmaya başlamış, özellikle aydınlar ve reform yanlıları arasında destek görmüştür.

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Masonluk

Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sürecinde mason locaları, modernleşme ve Batı’yla entegrasyon arayışlarını destekleyen yapılar olarak görülmüştür. Özellikle Genç Osmanlılar ve Jön Türkler, bu yapıların fikir akımlarından etkilenmiştir. Mason locaları, hem siyasi hem de entelektüel etki yaratmış ve bu durum Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar devam etmiştir.

Atatürk’ün Masonlukla İlk Teması

Mustafa Kemal Atatürk, gençlik yıllarında masonlukla tanışmış ve bu yapıya belirli bir dönem sempati duymuştur. 1907 yılında, Selanik’teki Veritas Mason Locası’na üye olduğu belirtilmektedir. Osmanlı ordusundaki görevleri sırasında mason localarında bulunan aydınlarla temas kurduğu, reformist düşüncelerle etkileşimde bulunduğu bilinmektedir. Ancak zamanla Atatürk, masonluğun "kökü dışarıda" bir yapı olduğunu düşünmüş ve bu topluluğun ulusal bağımsızlık çıkarlarına zarar verebileceği kanısına varmıştır.

Mason Localarının Etkileri ve Tartışmalar

Cumhuriyet'in ilk yıllarında mason locaları, sadece toplumsal değil, aynı zamanda ekonomik ve siyasi alanda da etkiliydi. Bu durum, yerli ve yabancı etkilerin çatıştığı bir alan yaratmıştı. Atatürk, masonluğun şeffaf olmayan yapısı ve yabancı bağlantıları nedeniyle ulusal egemenliğe tehdit oluşturduğu sonucuna varmıştır.

Van Milletvekili İbrahim Arvas’ın anılarında belirttiği gibi, Atatürk, "iki zümreyi sevmezdi: dönmeler ve masonlar." Atatürk, Cumhuriyet Halk Partisi grubu üzerinden masonluk aleyhinde çalışmalar yürütmüş ve bu grupta çok sayıda milletvekili mason localarını kınayan bir duruş sergilemiştir.

Mason Localarının Kapatılma Süreci

1935 yılında, Atatürk’ün talimatıyla mason locaları kapatılmış ve tüm malvarlıkları Halkevleri'ne devredilmiştir. Bu karar, mason localarının yabancı bir otoriteye bağlı olması ve milli çıkarlarla çelişmesi gibi gerekçelere dayandırılmıştır. İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, bu karara karşı çıkmış olsa da, Atatürk kararlı tutumunu sürdürmüş ve geri adım atmamıştır.

Sonuç

Atatürk'ün mason localarını kapatma kararı, onun ulusal egemenliği ve bağımsızlığa verdiği önemi gösteren önemli bir adımdır. Bu karar, sadece bir topluluğun faaliyetlerini sonlandırmakla kalmamış, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi kimliğini ve bağımsızlığını koruma konusundaki hassasiyetini ortaya koymuştur. Mason localarının kapatılması, Türkiye'nin modernleşme tarihindeki önemli bir dönüm noktalarından biri olarak anılmaya devam etmektedir.


Kommentare